57Hadid Suresi; 61 Gün Kefaret Orucu Var mı Nihat HATİPOĞLU? 61.Ayet Saff Suresi Arapça; 6236 ayet; 6666 ayet; 6666 ayet Türkçe meali; 7 Ayetler; 7 Ayetler Duası ve Mucizeleri; 7 Ayetler ve Mucizevi Faydaları; 7 Şifa Ayeti; 70 bin Meleğin Duası Haşr Suresinin Fazileti; 9 AY YAPILACAKLAR LİSTESİ !!! 99 Tesbih Duası; A Harfi İle
AyetMeali, Araf 52,7:52 Araf Suresi 52. Ayet Meali Önceki | Sonraki وَلَقَدْ جِئْنَٰهُم بِكِتَٰبٍ فَصَّلْنَٰهُ عَلَىٰ عِلْمٍ هُدًى وَرَحْمَةً لِّقَوْمٍ يُؤْمِنُونَ Ve lekad ci´nâhum bi kitâbin fassalnâhu alâ ilmin huden ve
Zümer “hesap edilmeyen yerden hesap” 28 Mart 2022 Zümer 35.sohbet (45-46.ayetler) “Allah’ın adı anılınca hoşlanmazlar” 20 Mart 2022 Zümer 34.sohbet (43-44.ayetler)”ŞEFAAT” 13 Mart 2022
Azizİsminin Anlamı: Onur sahibi yüce, Saygıdeğer, Manevi gücü çok üstün. Aziz İsmi Kur'an'da Hangi Surede Geçiyor: Aziz ismi Kur'an'da toplam 3 surede geçmektedir. Bunlar; Al-i İmran suresi 26. ayet, Yusuf Suresi 51. ayet ve Yusuf Suresi 52. ayettedir. Firdevs İsminin Anlamı: Cenneteki altıncı 6. bahçenin adıdır.
Arâf sûresi 54. ayetin Türkçe okunuşu, Arapça okunuşu ve meali. 53. Hel yanzurûne illâ te'vîlehu, yevme ye'tî te'vîluhu yekûlullezîne nesûhu min kablu kad câet rusulu rabbinâ bil hakk (hakkı), fe hel lenâ min şufeâe fe yeşfeû lenâ ev nureddu fe na'mele gayrallezî kunnâ na'mel (na'melu), kad hasirû enfusehum ve dalle
Vay Tiền Nhanh. ❬ Önceki Sonraki ❭ Your browser doesn’t support HTML5 audio وَهُوَ ٱلَّذِى يُرْسِلُ ٱلرِّيَٰحَ بُشْرًۢا بَيْنَ يَدَىْ رَحْمَتِهِۦ ۖ حَتَّىٰٓ إِذَآ أَقَلَّتْ سَحَابًا ثِقَالًا سُقْنَٰهُ لِبَلَدٍ مَّيِّتٍ فَأَنزَلْنَا بِهِ ٱلْمَآءَ فَأَخْرَجْنَا بِهِۦ مِن كُلِّ ٱلثَّمَرَٰتِ ۚ كَذَٰلِكَ نُخْرِجُ ٱلْمَوْتَىٰ لَعَلَّكُمْ تَذَكَّرُونَ Ve huvellezî yursilur riyâha buşren beyne yedey rahmetihrahmetihi, hattâ izâ ekallet sehâben sikâle suknâhu li beledin meyyitin fe enzelnâ bihil mâe fe ahrecnâ bihîmin kullissemerâtsemerâti, kezâlikenuhricul mevtâ leallekum tezekkerûntezekkerûne. O, rüzgârları rahmetinin önünde müjde olarak gönderendir. Nihayet rüzgârlar ağır bulutları yüklendiği vakit, onları ölü bir beldeyi diriltmek için sevk ederiz de oraya suyu indiririz. Derken onunla türlü türlü meyveleri çıkarırız. İşte ölüleri de öyle çıkaracağız. Ola ki ibretle düşünürsünüz. Türkçesi Kökü Arapçası O ki وَهُوَ الَّذِي gönderir ر س ل يُرْسِلُ rüzgarları ر و ح الرِّيَاحَ müjdeci ب ش ر بُشْرًا ب ي ن بَيْنَ önünde ي د ي يَدَيْ rahmetinin ر ح م رَحْمَتِهِ nihayet حَتَّىٰ zaman إِذَا onlar yüklenince ق ل ل أَقَلَّتْ bulutları س ح ب سَحَابًا ağır ağır ث ق ل ثِقَالًا onu yollarız س و ق سُقْنَاهُ bir ülkeye ب ل د لِبَلَدٍ ölü م و ت مَيِّتٍ indiririz ن ز ل فَأَنْزَلْنَا onunla بِهِ su م و ه الْمَاءَ ve çıkarırız خ ر ج فَأَخْرَجْنَا onunla بِهِ مِنْ türlü türlü ك ل ل كُلِّ meyvalar ث م ر الثَّمَرَاتِ işte böyle كَذَٰلِكَ çıkaracağız خ ر ج نُخْرِجُ ölüleri de م و ت الْمَوْتَىٰ herhalde لَعَلَّكُمْ ibret alırsınız ذ ك ر تَذَكَّرُونَ Diyanet İşleri Başkanlığı O, rüzgârları rahmetinin önünde müjde olarak gönderendir. Nihayet rüzgârlar ağır bulutları yüklendiği vakit, onları ölü bir beldeyi diriltmek için sevk ederiz de oraya suyu indiririz. Derken onunla türlü türlü meyveleri çıkarırız. İşte ölüleri de öyle çıkaracağız. Ola ki ibretle düşünürsünüz. Diyanet Vakfı Rüzgârları rahmetinin önünde müjde olarak gönderen O´dur. Sonunda onlar o rüzgârlar, ağır bulutları yüklenince onu ölü bir memlekete sevkederiz. Orada suyu indirir ve onunla türlü türlü meyveler çıkarırız. İşte ölüleri de böyle çıkaracağız. Her halde bundan ibret alırsınız. Elmalılı Hamdi Yazır Sadeleştirilmiş O, rahmetinin önünde rüzgarları müjdeci olarak yollayan Allah´tır. Nihayet onlar, yağmur yüklü ağır ağır bulutları hafif birşey gibi kaldırıp yüklendiklerinde, bakarsın Biz onları ölü bir memlekete gönderip oraya su indirmiş ve orada her türlüsünden ürün çıkarmışızdır. İşte ölüleri de böyle çıkaracağız. Gerek ki düşünüp ibret alasınız. Elmalılı Hamdi Yazır Rahmetinin önünde müjdeci olarak rüzgarları gönderen O´dur. O rüzgarlar, yağmur yüklü bulutları yüklenince, onu kurak bir memlekete gönderir, sonra onunla yağmur yağdırır ve onunla her çeşit ürünü yetiştiririz. İşte Biz, ölüleri de böyle diriltiriz. Gerekir ki düşünür, ibret alırsınız. Ali Fikri Yavuz Yağmur rahmetinin önünde, rüzgârları müjdeci olarak gönderen O Allah’dır. Nihayet bu rüzgârlar buhar ile yüklü ağır ağır bulutları kaldırıp yüklendiği zaman, bakarsın ki, biz onları ölmüş kurumuş memleketlere sevketmişizdir. Böylece, o bulutla, o yere su indiririz de, o su ile her çeşit meyveleri çıkarırız. İşte bu ölü araziden bitkileri nebâtâtı çıkardığımız gibi, ölüleri de böyle çıkaracağız dirilteceğiz. Gerektir ki, düşünür ve ibret alırsınız. Elmalılı Hamdi Yazır Orijinal Ve o, o Allahdır ki rahmetinin önünde rüzgârları müjdeci yollar, nihayet bunlar o ağır ağır bulutlârı hafif bir şey gibi kaldırıb yüklendiklerinde bakarsın biz onları ölmüş bir memlekete sevketmişizdir derken ona su indirmişizdir de orada her türlüsünden semereler çıkarmışızdır, işte ölüleri böyle çıkaracağız, gerektir ki düşünür ıbret alırsınız Fizilal-il Kuran O ki, rüzgârları rahmetinin önünde müjdeleyici olarak gönderir. Bu rüzgârlar yüklü bulutu havada yükseltince onu ölü bir yöreye gönderir, onun aracılığı ile oraya su indiririz, arkasından bunun aracılığı ile her türlü yerden bitiririz. İşte ölüleri de böyle yerden çıkarırız. Ola ki düşünür, ders alırsınız. Hasan Basri Çantay O, rahmetinin önünden rüzgârı müjdeci gönderendir. Nihayet bunlar su ile yüklü ağır ağır bulutları kaldırıb yüklendiği zaman görürsün ki biz on lar ı ölmüş bir memlekete sevketmişizdir. Derken ona su indirmişizdir de orada her türlüsünden meyveler mahsuller çıkarmışızdır. İşte ölüleri de diriltib kabirlerinden böyle çıkaracağız biz. Gerek ki bunları iyi düşünüb ibret alasınız. İbni Kesir O´dur ki rahmetinin önünde rüzgarı müjdeci olarak gönderir. Nihayet bunlar, ağır yüklü bulutları yüklendiğinde; Biz, onu ölü bir memlekete gönderir, su indirir ve onunla her tür mahsulleri yetiştiririz. İşte ölüleri de böylece çıkarırız. Ta ki iyice düşünüp ibret alasınız. Ömer Nasuhi Bilmen Ve O, bir Hâlık-i Zîşan´dır ki, rüzgârları rahmetinin önünde müjdeci olarak gönderir. Nihâyet rüzgârlar, ağır ağır bulutları yüklenince biz onu bir ölmüş ülkeye sevketmiş oluruz. Derken onunla su indirmiş, sonra da onunla her çeşit meyveleri meydana çıkarmış oluruz. İşte böylece ölüleri de çıkarırız. Gerektir ki, siz düşünüp ibret alasınız. Tefhim-ul Kuran Rahmetinin önünde rüzgârları bir müjde olarak gönderen O´dur. Bunlar ağırca bulutları kaldırıp yüklendiğinde, onları kuraklıktan ölmüş bir şehre sürükleyiveririz ve bununla oraya su indiririz de böylelikle bütün ürünlerden çıkarırız. İşte biz, ölüleri de böyle diriltip çıkarırız. Umulur ki ibret alırsınız.
وَهُوَ الَّذِي يُرْسِلُ الرِّيَاحَ بُشْرًا بَيْنَ يَدَيْ رَحْمَتِهِ ۖ حَتَّىٰ إِذَا أَقَلَّتْ سَحَابًا ثِقَالًا سُقْنَاهُ لِبَلَدٍ مَيِّتٍ فَأَنْزَلْنَا بِهِ الْمَاءَ فَأَخْرَجْنَا بِهِ مِنْ كُلِّ الثَّمَرَاتِ ۚ كَذَٰلِكَ نُخْرِجُ الْمَوْتَىٰ لَعَلَّكُمْ تَذَكَّرُونَ Ve hüvellezı yürsilür riyaha büşram beyne yedey rahmetih hatta iza ekallet sehaben sikalen suknahü li beledim meyyitin fe enzelna bihil mae fe ahracna bihı min küllis semerat kezalike nuhricül mevta lealleküm tezekkerun Kelime Okunuşu Anlamı Kökü يُرْسِلُ yursilu gönderir الرِّيَاحَ r-riyāHa rüzgarları رَحْمَتِهِ raHmetihi rahmetinin أَقَلَّتْ eḳallet onlar yüklenince سَحَابًا seHāben bulutları ثِقَالًا ṧiḳālen ağır ağır سُقْنَاهُ suḳnāhu onu yollarız لِبَلَدٍ libeledin bir ülkeye فَأَنْزَلْنَا feenzelnā indiririz فَأَخْرَجْنَا feeḣracnā ve çıkarırız الثَّمَرَاتِ ṧ-ṧemerāti meyvalar كَذَٰلِكَ keƶālike işte böyle نُخْرِجُ nuḣricu çıkaracağız الْمَوْتَىٰ l-mevtā ölüleri de لَعَلَّكُمْ leǎllekum herhalde تَذَكَّرُونَ teƶekkerūne ibret alırsınız Abdulbaki Gölpınarlı Abdulbaki Gölpınarlı Öyle bir mabuttur ki rahmetinden önce müjdeci olarak rüzgârları yollar. Sonucu rüzgârlar, ağır yağmur bulutlarını yüklenince onları ölmüş bir ülkeye sevk ederiz, oraya böylece yağmur yağdırırız da her çeşit meyveler yetiştiririz. Düşünün de ibret almaya bakın, çünkü biz, ölüyü de işte böyle diriltiriz. Abdullah Parlıyan Abdullah Parlıyan Yaklaşan rahmetinin önünde, müjdeci olarak rüzgarları gönderen O’dur. Yağmur yüklü bulutlar toplandıklarında, onları çorak bölgeye doğru sürükleyip, bu yolla su indirelim ve böylece her türlü ürünün yeşerip boy vermesini sağlayalım diye. Ölüleri de, işte böyle dirilteceğiz. Belki düşünür ders alırsınız. Adem Uğur Adem Uğur Rüzgârları rahmetinin önünde müjde olarak gönderen O’dur. Sonunda onlar o rüzgârlar, ağır bulutları yüklenince onu ölü bir memlekete sevkederiz. Orada suyu indirir ve onunla türlü türlü meyveler çıkarırız. İşte ölüleri de böyle çıkaracağız. Her halde bundan ibret alırsınız. Ahmed Hulusi Ahmed Hulusi "HÛ", ki rahmetinin önünden rüzgârları müjdeci olarak irsâl eden... Nihayet rüzgârlar ağır bulutları kaldırıp taşırken, onu ölü bir beldeye sevk ederiz; onunla su inzâl eder ve onunla her türlü semereden meyve çıkarırız... İşte biz, ölüleri böyle çıkarırız... Umulur ki bunun ne anlama geldiğini düşünürsünüz! Ahmet Varol Ahmet Varol Rüzgarları rahmeti öncesinde müjdeci olarak gönderen O’dur. Nitekim bunlar ağır bulutları taşıdıklarında, onları ölü bir beldeye iletiriz. Onlardan su indirir ve onunla her tür ürün çıkarırız. İşte ölüleri de böyle çıkarırız. Umulur ki öğüt alırsınız. Ali Bulaç Ali Bulaç Rahmetinin önünde rüzgarları bir müjde olarak gönderen O’dur. Bunlar ağırca bulutları kaldırıp yüklendiğinde, onları kuraklıktan ölmüş bir şehre sürükleyiveririz ve bununla oraya su indiririz de böylelikle bütün ürünlerden çıkarırız. İşte Biz, ölüleri de böyle diriltip-çıkarırız. Ki ibret alasınız. Ali Fikri Yavuz Ali Fikri Yavuz Yağmur rahmetinin önünde, rüzgârları müjdeci olarak gönderen O Allah’dır. Nihayet bu rüzgârlar buhar ile yüklü ağır ağır bulutları kaldırıp yüklendiği zaman, bakarsın ki, biz onları ölmüş kurumuş memleketlere sevketmişizdir. Böylece, o bulutla, o yere su indiririz de, o su ile her çeşit meyveleri çıkarırız. İşte bu ölü araziden bitkileri nebâtâtı çıkardığımız gibi, ölüleri de böyle çıkaracağız dirilteceğiz. Gerektir ki, düşünür ve ibret alırsınız. Bayraktar Bayraklı Bayraktar Bayraklı Rüzgârları rahmetinin önünden müjdeci olarak gönderen O`dur. Nihayet rüzgârlar, ağır bulutları yüklenince onu ölü bir beldeye göndeririz; orada suyu indirir ve onunla türlü türlü meyveler çıkarırız. İşte ölüleri de böyle çıkaracağız. Umulur ki düşünüp ders alırsınız. Bekir Sadak Bekir Sadak Rahmetinin onunde, mujdeci olarak ruzgarlari gonderen Allah’tir. Ruzgarlar, yagmur yuklu bulutlari tasidiginda, onu olu bir memlekete gonderir, su indirir ve onunla her turlu urunu yetistiririz; oluleri de bunun gibi diriltip, ciraririz; belki bundan ibret alirsiniz. Celal Yıldırım Celal Yıldırım Ve O Allah ki, yağmur rahmetinin önünde rüzgârları müjdeci olarak gönderir. Nihayet rüzgârlar yağmur yüklü ağır bulutları taşır da biz onu ölü bir memlekete sevkedip onunla su indirir ve onunla her çeşit meyveleri, ürünleri çıkarırız. İşte bunun gibi, ölüleri de diriltip çıkaracağız. Olur ki, bunu yeterince düşünür de öğüt ve ibret alırsınız. Cemal Külünkoğlu Cemal Külünkoğlu Rüzgârları rahmetinin önünde müjdeci olarak gönderen O`dur. Nihayet o rüzgârlar, topladığı yağmur dolu ağır bulutları yüklendiğinde; biz, onu ölü bir memlekete göndeririz; derken onunla su indirir ve o su ile de türlü türlü mahsuller yetiştiririz. İşte ölüleri de böyle diriltip çıkarırız. Umulur ki iyice düşünüp ibret alırsınız. Diyanet İşleri Diyanet İşleri O, rüzgârları rahmetinin önünde müjde olarak gönderendir. Nihayet rüzgârlar ağır bulutları yüklendiği vakit, onları ölü bir beldeyi diriltmek için sevk ederiz de oraya suyu indiririz. Derken onunla türlü türlü meyveleri çıkarırız. İşte ölüleri de öyle çıkaracağız. Ola ki ibretle düşünürsünüz. Diyanet Vakfı Diyanet Vakfı Rüzgârları rahmetinin önünde müjde olarak gönderen O’dur. Sonunda onlar o rüzgârlar, ağır bulutları yüklenince onu ölü bir memlekete sevkederiz. Orada suyu indirir ve onunla türlü türlü meyveler çıkarırız. İşte ölüleri de böyle çıkaracağız. Her halde bundan ibret alırsınız. Edip Yüksel Edip Yüksel O, rahmetinin bir ön müjdesi olarak rüzgarları gönderendir. Toplanıp yüklendikten sonra ağır bulutları ölü bir toprağa süreriz. Onunla su indirir ve onunla her çeşit ürünü çıkarırız. Ölüleri de böyle çıkarırız. Belki bundan bir öğüt alırsınız. Elmalılı Hamdi Yazır Elmalılı Hamdi Yazır Rahmetinin önünde müjdeci olarak rüzgarları gönderen O’dur. O rüzgarlar, yağmur yüklü bulutları yüklenince, onu kurak bir memlekete gönderir, sonra onunla yağmur yağdırır ve onunla her çeşit ürünü yetiştiririz. İşte Biz, ölüleri de böyle diriltiriz. Gerekir ki düşünür, ibret alırsınız. Fizil-al il Kuran Fizil-al il Kuran O ki, rüzgârları rahmetinin önünde müjdeleyici olarak gönderir. Bu rüzgârlar yüklü bulutu havada yükseltince onu ölü bir yöreye gönderir, onun aracılığı ile oraya su indiririz, arkasından bunun aracılığı ile her türlü yerden bitiririz. İşte ölüleri de böyle yerden çıkarırız. Ola ki düşünür, ders alırsınız. Gültekin Onan Gültekin Onan Rahmetinin önünde rüzgarları bir müjde olarak gönderen O’dur. Bunlar ağırca bulutları kaldırıp yüklendiğinde, onları kuraklıktan ölmüş bir şehre sürükleyiveririz ve bununla oraya su indiririz de böylelikle bütün ürünlerden çıkarırız. İşte biz ölüleri de böyle diriltip çıkarırız ki ibret alasınız. Harun Yıldırım Harun Yıldırım Rahmetinin üzerinde rüzgarları müjde olarak gönderen O’dur. Bunlar ağır yüklü bulutları kaldırdığında onları ölmüş bir yere sürükleriz ve bununla oraya su indiririz. Böylece her türlü ürünü çıkartırız. Biz ölüleri de işte böyle çıkarırız, umulur ki ibret alırsınız. Hasan Basri Çantay Hasan Basri Çantay O, rahmetinin önünden rüzgârı müjdeci gönderendir. Nihayet bunlar su ile yüklü ağır ağır bulutları kaldırıb yüklendiği zaman görürsün ki biz on lar ı ölmüş bir memlekete sevketmişizdir. Derken ona su indirmişizdir de orada her türlüsünden meyveler mahsuller çıkarmışızdır. İşte ölüleri de diriltib kabirlerinden böyle çıkaracağız biz. Gerek ki bunları iyi düşünüb ibret alasınız. Hayrat Neşriyat Hayrat Neşriyat Hem O, rüzgârları rahmetinin önünde müjdeci olarak gönderendir. Nihâyet o rüzgarlar, ağır yağmur bulutlarını yüklendiği zaman, onu ölü bir memlekete sevk ederiz; böylece oraya su indiririz de onunla her çeşit meyvelerden çıkarırız. İşte ölüleri dekabirlerinden böyle çıkarırız; tâ ki ibret alasınız! İbn-i Kesir İbn-i Kesir O’dur ki rahmetinin önünde rüzgarı müjdeci olarak gönderir. Nihayet bunlar, ağır yüklü bulutları yüklendiğinde; Biz, onu ölü bir memlekete gönderir, su indirir ve onunla her tür mahsulleri yetiştiririz. İşte ölüleri de böylece çıkarırız. Ta ki iyice düşünüp ibret alasınız. İlyas Yorulmaz İlyas Yorulmaz Yağmurların rahmetinin öncesinde müjdeci olarak rüzgarları gönderen O dur. Su ile yüklenmiş bulutlar iyice ağırlaşınca, ölü bir beldeyi onunla sularız. Suyu indiren biziz ve o suyla her türlü ürünleri çıkaran da biziz. Ölüleri de böyle çıkaracağız, belki düşünürsünüz. İskender Ali Mihr İskender Ali Mihr Rahmetin önünde müjdeleyici olarak rüzgârları gönderen O’dur. Ağır bulutları yüklendiği zaman onu ölü bir beldeye sevkettik. Ve de ondan su indirdik. Bu şekilde onunla bütün ürünlerden çıkardık. İşte bunun gibi ölüleri çıkarırız. Böylece tezekkür edersiniz. Kadri Çelik Kadri Çelik Rahmetinin önünde rüzgârları bir müjde olarak gönderen O’dur. Bunlar yüklü bulutları kaldırıp yüklendiğinde, onları kuraklıktan ölmüş bir beldeye sürükleyiveririz ve bununla oraya su indiririz de böylece onunla bütün ürünlerden çıkarırız. İşte biz, ölüleri de böyle diriltip çıkarırız; umulur ki kendinize gelirsiniz. Muhammed Esed Muhammed Esed Yaklaşan rahmetinin önünde müjdeleyici olarak rüzgarları gönderen Odur; yağmur yüklü bulutlar toplandıklarında, onları çorak bölgeye doğru sürükleyip bu yolla su indirelim ve böylece her türlü ürünün yeşerip boy vermesini sağlayalım diye. Ölüleri de işte böyle dirilteceğiz; belki düşünür ders alırsınız. Mustafa İslamoğlu Mustafa İslamoğlu O`dur rüzgarları rahmetinin önüne katıp müjdeci olarak gönderen; nihayet bunlar yağmur yüklü bulutları taşıyınca, onu ölü toprağa doğru sevkedip bu yolla su indiririz ve böylece her türlü ürünün yeşerip boy vermesini sağlarız. Ölüleri de işte böyle dirilteceğiz belki düşünür de ibret alırsınız. Ömer Nasuhi Bilmen Ömer Nasuhi Bilmen Ve O, bir Hâlık-i Zîşan’dır ki, rüzgârları rahmetinin önünde müjdeci olarak gönderir. Nihâyet rüzgârlar, ağır ağır bulutları yüklenince biz onu bir ölmüş ülkeye sevketmiş oluruz. Derken onunla su indirmiş, sonra da onunla her çeşit meyveleri meydana çıkarmış oluruz. İşte böylece ölüleri de çıkarırız. Gerektir ki, siz düşünüp ibret alasınız. Ömer Öngüt Ömer Öngüt O ki rüzgârları rahmetinin önünde müjdeci gönderir. Nihayet o rüzgârlar ağır ağır bulutları yüklenince, onu ölü bir memlekete sevkederiz. Onunla oraya su indirir ve o su ile orada her türlüsünden meyveler çıkarırız. İşte ölüleri de biz böyle çıkaracağız. Umulur ki bundan ibret alırsınız. Sadık Türkmen Sadık Türkmen Rahmetinin önünde müjdeci olarak rüzgârları gönderen O’dur. Nihayet bunlar ağırca bulutları kaldırıp yüklendiğinde, onları ölü bir beldeye sevkederiz. Bununla, oraya suyu indiririz de onunla her türden meyve çıkarırız. İşte bunun gibi, ölüleri de böyle çıkarırız! Umulur ki, ibret alırsınız! Seyyid Kutub Seyyid Kutub O ki, rüzgârları rahmetinin önünde müjdeleyici olarak gönderir. Bu rüzgârlar yüklü bulutu havada yükseltince onu ölü bir yöreye gönderir, onun aracılığı ile oraya su indiririz, arkasından bunun aracılığı ile her türlü yerden bitiririz. İşte ölüleri de böyle yerden çıkarırız. Ola ki düşünür, ders alırsınız. Suat Yıldırım Suat Yıldırım O’dur ki, rahmeti olan yağmurun önünden müjdeci olarak rüzgârlar gönderir. Nihayet bu rüzgârlar o ağır bulutları hafif bir şeymiş gibi kaldırıp yüklendiklerinde, bakarsın Biz onları, ekinleri ölmüş bir ülkeye sevk eder, derken oraya su indiririz de orada her türlüsünden meyveler, ürünler çıkarırız. İşte ölüleri de böyle çıkaracağız. Gerekir ki düşünür ve ibret alırsınız. Süleyman Ateş Süleyman Ateş O ki rüzgârları rahmetinin önünde müjdeci gönderir. Nihâyet onlar, ağır ağır bulutları yüklenince, onu ölü bir ülkeye yollarız; onunla su indirir ve türlü türlü meyvalar çıkarırız. İşte ölüleri de böyle çıkaracağız. Herhalde bundan ibret alırsınız. Şaban Piriş Şaban Piriş Rahmetinin önünde müjdeci olarak rüzgarları gönderen O’dur. Rüzgarlar, ağır ağır yağmur yüklü bulutları yüklendiği zaman; biz, onu ölü bir bölgeye gönderir ve su indiririz. Onunla her türlü ürün çıkarırız. Ölüleri de böyle çıkaracağız. Belki düşünüp, ibret alırsınız. Tefhim-ul Kur'an Tefhim-ul Kur'an Rahmetinin önünde rüzgârları bir müjde olarak gönderen O’dur. Bunlar ağırca bulutları kaldırıp yüklendiğinde, onları kuraklıktan ölmüş bir şehre sürükleyiveririz ve bununla oraya su indiririz de böylelikle bütün ürünlerden çıkarırız. İşte biz, ölüleri de böyle diriltip çıkarırız. Umulur ki ibret alırsınız. Yaşar Nuri Öztürk Yaşar Nuri Öztürk Rüzgarları, rahmetinin önünden müjdeci gönderen O’dur. Nihayet onlar, yüklerle ağırlaşmış bulutları yüklenince onu ölü bir beldeye göndeririz; onunla su indiririz de o suyla her türlü meyvayı çıkarırız. İşte biz, ölüleri de böyle çıkarırız. Düşünüp ibret almanız umuluyor. Yusuf Ali İngilizce Yusuf Ali İngilizce It is He Who sendeth the winds like heralds of glad tidings, going before His mercy when they have carried the heavy-laden clouds, We drive them to a land that is dead, make rain to descend thereon, and produce every kind of harvest therewith thus shall We raise up the dead perchance ye may remember.
وَلَقَدْ جِئْنَاهُمْ بِكِتَابٍ فَصَّلْنَاهُ عَلَىٰ عِلْمٍ هُدًى وَرَحْمَةً لِقَوْمٍ يُؤْمِنُونَ Ve le kad ci’nahüm bi kitabin fassalnahü ala ılmin hüdev ve rahmetel li kavmiy yü’minun Kelime Okunuşu Anlamı Kökü وَلَقَدْ veleḳad gerçekten جِئْنَاهُمْ ci’nāhum onlara getirdik بِكِتَابٍ bikitābin bir Kitap فَصَّلْنَاهُ feSSalnāhu açıkladığımız هُدًى huden yol gösterici وَرَحْمَةً ve raHmeten ve rahmet olan لِقَوْمٍ liḳavmin bir toplum için يُؤْمِنُونَ yu`minūne inanan Abdulbaki Gölpınarlı Abdulbaki Gölpınarlı Biz onlara öyle bir kitap gönderdik ki onu bilgiyle açıkladık, o kitapta, ne lazımsa hepsini bildirdik, inananlara doğru yolu gösterir ve rahmettir. Abdullah Parlıyan Abdullah Parlıyan "Çünkü biz gerçekten de onlara, inanacak bir toplum için bir doğru yol, içinde bilgiye dayalı, ayrıntılı açıklamalarda bulunduğumuz bir kitap ulaştırmıştık." Adem Uğur Adem Uğur Gerçekten onlara, inanan bir toplum için yol gösterici ve rahmet olarak, ilim üzere açıkladığımız bir kitap getirdik. Ahmed Hulusi Ahmed Hulusi Gerçek ki onlara, iman eden topluluğa rahmet ve hidâyet kılavuzu olacak, ilime dayanan ayrıntılı bir BİLGİ kaynağı getirdik. Ahmet Varol Ahmet Varol Biz onlara bilgi ile açıkladığımız, iman edenler topluluğu için yol gösterici ve rahmet olan bir kitap getirdik. Ali Bulaç Ali Bulaç Andolsun, Biz onlara bir kitap getirdik; iman edecek bir topluluğa bir hidayet ve bir rahmet olmak üzere bir bilgiye dayanarak onu çeşitli biçimlerde açıkladık. Ali Fikri Yavuz Ali Fikri Yavuz Andolsun, biz onlara Mekke’lilere bir kitab Kur’an getirdik ki, iman edecek olan herhangi bir kavme, bir hidayet ve rahmet temel nizam olsun. Onun için tam bir ilim üzere, onun hükümlerini ayrı ayrı beyan ettik. Bayraktar Bayraklı Bayraktar Bayraklı Gerçekten, onlara inanan bir toplum için yol gösterici ve rahmet olarak, bilgiye dayalı ayrıntılı açıklamalarda bulunduğumuz bir kitabı ulaştırmıştık. Bekir Sadak Bekir Sadak And olsun ki Biz onlara bir Kitap getirdik, inanan bir millet icin yol gosterici ve rahmet olarak onu bilgiyle uzun uzun acikladik. Celal Yıldırım Celal Yıldırım And olsun ki onlara öyle bir kitap getirdik ki, imân edecek bir millete doğru yolu göstermek ve rahmet olmak üzere onu kusursuz bir bilgi ile bir bir açıklayıp yerli yerince indirdik. Cemal Külünkoğlu Cemal Külünkoğlu Andolsun ki onlara, inanan bir toplum için yol gösteren ve ilme dayalı ayrıntılı açıklamalarla donattığımız rahmet olan bir kitap gönderdik. Diyanet İşleri Diyanet İşleri Andolsun biz onlara, bilerek açıkladığımız bir kitabı, inanan bir toplum için bir yol gösterici ve rahmet olarak getirdik. Diyanet Vakfı Diyanet Vakfı Gerçekten onlara, inanan bir toplum için yol gösterici ve rahmet olarak, ilim üzere açıkladığımız bir kitap getirdik. Edip Yüksel Edip Yüksel Bilgiyle detaylandırdığımız, gerçeği onaylayan bir toplum için yol gösterici ve rahmet olan bir kitabı onlara getirdik. Elmalılı Hamdi Yazır Elmalılı Hamdi Yazır Gerçekten onlara, bilgiye göre açıkladığımız, inanan bir toplum için yol gösterici ve rahmet olan bir kitap getirdik. Fizil-al il Kuran Fizil-al il Kuran Biz onlara, ilme dayalı ayrıntılı açıklamalarla donattığımız, müminlere doğru yol kılavuzu ve rahmet olan bir kitap Kur’an gönderdik. Gültekin Onan Gültekin Onan Andolsun, biz onlara bir kitap getirdik. İnanacak bir topluluğa bir hidayet ve bir rahmet olmak üzere bir bilgiye dayanarak onu çeşitli biçimlerde açıkladık. Harun Yıldırım Harun Yıldırım Andolsun biz onlara kitap gönderdik onu ilimle açıkladık ki iman eden bir topluluğa hidayet ve rahmettir. Hasan Basri Çantay Hasan Basri Çantay Andolsun, biz onlara öyle bir kitâb getirmişizdir ki îman edecek herhangi bir kavme mahz-ı hidâyet ve rahmet olmak için onu tam bir ilim üzere tafsıyl etmişizdir. Hayrat Neşriyat Hayrat Neşriyat Şübhesiz biz onlara bir Kitab da getirdik ki, îmân edecek bir topluluğa, bir hidâyet ve bir rahmet olarak bir ilim üzere onu iyice açıkladık. İbn-i Kesir İbn-i Kesir Andolsun ki; Biz, onlara kitab indirdik. Onu bilgiye dayanarak uzun uzun açıkladık. İnanan bir kavim için hidayet ve rahmet olarak. İlyas Yorulmaz İlyas Yorulmaz Biz, inanan bir toplumu doğru yola götüren ve Allah’ın ne kadar merhametli olduğunu anlatan, Allah katından gerçek bilgilerle ayetleri açıklanmış, bir kitap getirdik. İskender Ali Mihr İskender Ali Mihr Ve andolsun; onlara bir kitap getirdik ve âmenû olan bir kavim için onu rahmet ve hidayete erdiren olarak bir ilim üzerine ayrı ayrı açıkladık. Kadri Çelik Kadri Çelik Hiç şüphesiz biz onlara ilim üzere açıkladığımız bir kitab getirdik; bu kitap iman eden bir topluluk için bir hidayet ve rahmettir. Muhammed Esed Muhammed Esed "Çünkü Biz, gerçekten de onlara, inanacak bir toplum için bir doğru yol, içinde bilgiye dayalı ayrıntılı açıklamalarda bulunduğumuz bir kitap ulaştırdık". Mustafa İslamoğlu Mustafa İslamoğlu Zira Biz onlara, inanmaya gönüllü bir toplum için bir yol haritası ve rahmet pınarı olan, tarifsiz bir bilgiye dayalı izahlarımız bulunan bir kitap iletmiştik. Ömer Nasuhi Bilmen Ömer Nasuhi Bilmen Muhakkak onlara bir kitap getirdik. İşte onu imân edecek bir kavim için bir hüda ve rahmet olmak için tam bir ilim üzere mufassalan irad ettik. Ömer Öngüt Ömer Öngüt Andolsun ki biz onlara ilim ile açıkladığımız, inanan bir topluluk için hidayet ve rahmet olarak bir kitap getirdik. Sadık Türkmen Sadık Türkmen Ant olsun, onlara bir ilim üzere uzun uzun açıkladığımız, bir kitap getirdik; iman etmek isteyen herhangi bir topluma hidayet ve rahmet/iyilik olarak! Seyyid Kutub Seyyid Kutub Biz onlara, ilme dayalı ayrıntılı açıklamalarla donattığımız, müminlere doğru yol kılavuzu ve rahmet olan bir kitap Kur’an gönderdik. Suat Yıldırım Suat Yıldırım Gerçekten onlara tam bir vukufla mânalarını bir bir bildirdiğimiz ve iman edecek kimseler için bir hidâyet, bir rahmet olan bir kitap getirdik. Süleyman Ateş Süleyman Ateş Gerçekten onlara, bilgiye göre açıkladığımız, inanan bir toplum için yol gösterici ve rahmet olan bir kitap getirdik. Şaban Piriş Şaban Piriş Biz onlara, ilim ile açıkladığımız, iman eden bir toplum için de kılavuz ve rahmet olan bir kitap getirmiştik.. Tefhim-ul Kur'an Tefhim-ul Kur'an Andolsun, biz onlara ilme dayalı açıklamalar veren bir Kitap verdik ki bu kitap iman edenler için bir hidayet ve rahmettir. Yaşar Nuri Öztürk Yaşar Nuri Öztürk Yemin olsun ki, biz onlara, ilme uygun biçimde, ayrıntılı kıldığımız bir Kitap getirdik. İnanan bir topluluk için bir kılavuz, bir rahmettir o. Yusuf Ali İngilizce Yusuf Ali İngilizce For We had certainly sent unto them a Book, based on knowledge, which We explained in detail,- a guide and a mercy to all who believe.
A'râf Suresi 57. ayeti ne anlatıyor? A'râf Suresi 57. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri...A'râf Suresi 57. Ayetinin Arapçasıوَهُوَ الَّذ۪ي يُرْسِلُ الرِّيَاحَ بُشْرًا بَيْنَ يَدَيْ رَحْمَتِه۪ۜ حَتّٰٓى اِذَٓا اَقَلَّتْ سَحَابًا ثِقَالًا سُقْنَاهُ لِبَلَدٍ مَيِّتٍ فَاَنْزَلْنَا بِهِ الْمَٓاءَ فَاَخْرَجْنَا بِه۪ مِنْ كُلِّ الثَّمَرَاتِۜ كَذٰلِكَ نُخْرِجُ الْمَوْتٰى لَعَلَّكُمْ تَذَكَّرُونَ A'râf Suresi 57. Ayetinin Meali AnlamıO Allah ki, rüzgârları rahmetinin öncesinde müjdeci olarak gönderir. Nihâyet bu rüzgârlar, yağmur yüklü bulutları pek hafifmişçesine kaldırıp yüklendiği zaman biz onu kuruyup ölmüş bir memlekete sevk ederiz; böylece oraya su indirir de onunla her çeşit ürünü çıkarırız. İşte biz ölüleri de kabirlerinden böyle çıkaracağız; umulur ki düşünüp ders Suresi 57. Ayetinin TefsiriAllah Teâlâ’nın sonsuz kudret, azamet ve bereket tecellilerinden biri de, canlılara rahmet vesilesi olan yağmuru yağdırmak istediği zaman, rahmetinin müjdecisi olarak rüzgârları göndermesi, bu rüzgarların o yağmur yüklü ağır bulutları hafif bir şeymiş gibi yüklenmesi ve derleyip toparlamasıdır. Burada ilâhî irade ve kudret tekrar devreye girmekte, hitabı rüzgardan alıp yüce Zatına çevirmektedir. Buna göre Cenâb-ı Hak, yağmur yüklü bu bulutları ölü bir beldeye yani susuzluktan kurumuş, çatlamış, bitkileri kalmamış bir bölgeye sevk eder, onlardaki suyu o bölgeye indirir ve bu sayede meyve, sebze ve diğer bitkilerden çeşit çeşit ürünler çıkarır. İşin dikkat çeken tarafı, Kur’an sözünü, meselenin sadece dünya hayatını ilgilendiren yönünü bildirerek tamamlamaz, oradan âhirete intikal ederek, tabiatta tekrar tekrar meydana gelen bu hâdiseyi yeniden dirilişe bir misâl yapar. Suyla ölü bir beldeyi dirilttiği ve her türlü ürünü oradan çıkardığı gibi, mahşerde de ölüleri öylece diriltip çıkaracağını haber verir. Buna gücü yeten Allah’ın ona da gücü yeteceğini apaçık delilleriyle ispat ederek, selim akıl sahiplerini ilâhî hakîkatleri tefekküre, kabule ve ona teslimiyete mecbûr Ali Ahmed Ruzbar bunun gibi deliller üzerinde tefekkür edebilme hakkında şu izahı yapar“Tefekkür üç yönlüdür. Şöyle ki› Yüce Allah’ın varlığına dair delilleri tefekkür etmek. Her kimde böyle bir tefekkür varsa onda sevgi doğar.› Yüce Allah’ın vereceğini vadettiği sevapları tefekküre dalmak. Her kimde böyle bir tefekkür varsa, onda ibâdetlere karşı istek doğar.› Yüce Allah’ın hatalara karşı azap tehdidini tefekkür etmek. Her kimde böyle bir tefekkür varsa, o kimsede ar ve hayâ duygusu doğar.” el-Hadâiku’l-Verdiyye, s. 290Böyle ince bir tefekkür nazarıyla bakınca âyetin şu mânalara işâret ettiği anlaşılabilir “Rüzgârlar”, ilâhî yardım rüzgârlarıdır. “Bulutlar”, hidâyet bulutlarıdır. “Su” ise muhabbet suyudur. Allah Teâlâ bu su vasıtasıyla ilâhî gerçekleri yakından görme meyveleri ile türlü türlü ahlâkî güzellik ve olgunluklar meydana getirir. Aynı şekilde Allah Teâlâ ölü kalpleri dirilterek göğüs kabirlerinden çıkarır. Buna göre “İşte biz ölüleri de kabirlerinden böyle çıkaracağız” Arâf 7/57 sözü, “ölü kalpleri göğüs kabirlerinden böyle çıkarıp kurtarırız” mânasına gelir. “Umulur ki düşünüp öğüt alırsınız” Arâf 7/57 kısmı ise “umulur ki mukaddes mekanlarda bulunan ünsiyet havuzlarında ve yakınlık bahçelerinde geçirdiğiniz müstesnâ anlarınızı hatırlarsınız” demek olur. Bursevî, Rûhu’l-Beyân, III, 232Ancak yağan yağmura karşılık her toprak aynı derecede diriliş heyecanı göstermez ve aynı kalitede ürün vermezA'râf Suresi tefsiri için tıklayınız...Kaynak Ömer Çelik TefsiriA'râf Suresi 57. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler için tıklayınız... İslam ve İhsan
.وَهُوَ الَّذ۪ي يُرْسِلُ الرِّيَاحَ بُشْرًا بَيْنَ يَدَيْ رَحْمَتِه۪ۜ حَتّٰىٓ اِذَآ اَقَلَّتْ سَحَابًا ثِقَالًا سُقْنَاهُ لِبَلَدٍ مَيِّتٍ فَاَنْزَلْنَا بِهِ الْمَآءَ فَاَخْرَجْنَا بِه۪ مِنْ كُلِّ الثَّمَرَاتِۜ كَذٰلِكَ نُخْرِجُ الْمَوْتٰى لَعَلَّكُمْ تَذَكَّرُونَ ﴿٥٧﴾ 57. Rahmetinin yağmurun önünde rüzgârları müjdeci olarak gönderen O’dur. Sonunda o rüzgârlar, ağır bulutları yüklenince onu bulutu ölü kurak bir şehre sevk ederiz. Böylece onun sayesinde bulut sebebiyle oraya suyu indirir ve bütün meyvelerden çıkarırız. İşte ölüleri de topraktan böyle Umulur ki gerçeği 57. Rahmetinin yağmurun önünde rüzgârları müjdeci olarak gönderen O’dur. Sonunda o rüzgârlar, ağır bulutları yüklenince onu bulutu ölü kurak bir şehre sevk ederiz. Böylece onun sayesinde bulut sebebiyle oraya suyu indirir ve bütün meyvelerden çıkarırız. İşte ölüleri de topraktan böyle çıkaracağız. Umulur ki gerçeği hatırlarsınız.
araf suresi 52 57 ayet