Tümbu zor sorular, otistik çocuklara sahip ailelerin günlük hayatlarında zihinlerinde Çocuğum sürekli parmaklarıyla oynuyor sürekli devri daim olur. Eğer yeni yürümeye başlayan. "Çocuğum istediği bir şey olmadığında başını yerlere vuruyor. 2017/03/29. Elinden almasak 10-12 saat kalkmıyor. Elini kolunu sallayan giriyor sığınılmışşeyleri duvarlarına asan ailelerden, ve mısır tarlalarının yorgun dönüşlerinden akşamı hep daha erken karşılamış çocukluğum, sığdırabildiği kadar sığdırıyor sevgini, ceplerime. düşünme, az sevdiğin bir kalbe sinmiş istemsizlik kokusunu. bir adam, bilmediği bir sevginin kuşanmışlığıyla değil 0920/2010 07:27:00. kızlar sanırım hepimiz aynı şeyleri yaşıyoruz - yasemin kimi kınadıysam hep başıma geldi. elinde kase ile bebeğin peşinde koşanlara ben de gıcık oluyordum. bir kaşık yesin diye yapmadığı şey kalmıyor.. Merhaba Dışarıdan bakıldığında çok kolay yargılanabilecek ama işin özünde oldukça zor bir durumda olduğunuz aşikar. Engelli bir çocuğa sahip - Çocuk & Ebeveyn Sorusu Sufinin 4. hafta menüsü. Bu hafta menümüze baktığınızda hayatımızın birden bire değiştiğini görmüşsünüzdür. Sûfî’nin 7. ay kontrolünde başladı herşey. Doktorumuz, yeni programımızı açıkladı. Sûfî günde 5 öğün beslenecekmiş. Günlük planımız kahvaltı, meyve, öğle yemeği, çay saati, akşam Vay Tiền Nhanh. Soru Çocuğum sebepsiz ateşleniyor 2,5 yaşında kızım var, iki seferdir aynı şey oluyor, hiçbirşeyi yokken ateşleniyor, ilaç veriyorum. 1 saatte düzeliyor. 5-6 saat sonra tekrar ateşleniyor, gene ilaç veriyorum. 1 saate hiçbirşeyi kalmıyor. 6-7 gün boyunca sürekli böyle gidiyor, doktoruna götürdük, hiçbirşeyi yok, anaokullarında kapılan bir virüs kapmış, kendiliğinden bu şekilde atacak diyor, şurupla, fitille ateşlendiğinde müdahale ediyorum, idrar tahlili yaptırdım. 1-2 lökosit çıktı, enfeksiyon yok, boğazı temiz, öksürük yok, ateş yokken gayet normal ama ateşlenmeye başlayıp ilaç etkisini gösterene kadar ağlıyor, huysuzlanıyor, ne yapacağımı bilemiyorum, yardımlarınızı bekliyorum ateşlendiği zaman ateşi arasında oluyor, ilaç verinceİbufen/Profen 200 1 saate düşüyor. Bu Soruya Doktor Cevabı Gönder Haberler > Hep Aynı Şeyleri Görmekten Sıkılanları İlginçliğe Doyuracak 20 Yeni Acayip Görsel - 1331 1. Büyümek için kendine oldukça ilginç bir yer seçen kiraz 2. "Sadece çöpe su şişesini atmaya çalışıyordum..." 3. Acaba bunu ne için kullanıyorlar? 4. Nerede olursa olsun büyümesini asla durduramadığınız bu mantar 5. Yüzü varmış gibi duran limon 6. Yarısı olgunlaşıp yarısı ham olan kayısı 7. İki yüzeyinde de beş yazan zar 8. Olması gerekenden çok daha uzun bir silgiye sahip olan bu kurşun kalem 9. Sırayla olgunlaşan muzlar 10. Üzerinde photoshop yapılmış gibi duran gökyüzü 11. Tamamdır işareti yapan çilek 12. Olması gerekenden çok daha büyük bir cips 13. Popoya benzeyen köpük 14. 6 yapraklı yonca 15. İki kez açmanız gereken kedi maması konservesi 16. Kovid-19'a benzeyen çiçek 17. "Ormanda gezerken bulduğum dinazorlar" 18. Evini çitle çevirirken doğaya asla zarar vermeyen kadının evi 19. Ton ton değişen kahve 20. Ve son olarak, file çorap gibi duran gölge Bu içerikler de ilginizi çekebilir İştahsız çocuğa ne yapmalı sorusunun cevabını ve yemek sorunlarınızın çözümünü, 7 günlük Ücretsiz Eğitim Serime kayıt olarak detaylıca öğrenebilirsiniz. Bu konuda hem profesyonel çalışmalarımdan, hem de iki çocuk annesi olarak kendi tecrübelerimden biliyorum ki ebeveynler olarak hepimiz çocuğumuzun beslenmesi konusunda son derece hassasız, oldukça emek veriyoruz ama bir o kadar da zorlanabiliyoruz. Çalıştığım ailelerden en sık duyduğum şikayetler Sofrada oturarak yemek istemiyor TV, telefon, tablet izlemeden yemiyor Kendisi yemiyor, illa başkası yedirsin istiyor İştahsız, çok yavaş ve az yiyor Bırak acıkınca eninde sonunda yer önerisi bizde işe yaramıyor Yemek seçiyor, farklı çeşitler denemiyor, hep aynı şeyleri yemek istiyor Özellikle kahvaltılıkları ve sebze yemeklerini sevdirmekte çok zorlanıyoruz Sürekli ısrarla aburcubur istiyor ve vermediğimizde krize giriyor Çocuğumun sağlığı ve gelişimi için endişeleniyorum Ne denediysek fayda etmiyor Ebeveyn olarak çocuğumun beslenmesi konusunda kendimi yetersiz ve başarısız hissediyorum Yemek saatlerinin sürekli stres ve gerginlik içinde geçmesinden yoruldum Bunlardan bir veya birkaçını siz de yaşıyorsanız inanın yalnız değilsiniz. Yürekten bilmenizi isterim ki bu konuda çaresiz de değilsiniz. Tüm çocuklar doğru bir yaklaşımla çok daha iştahlı, çeşitli ve keyifli yemeye alışabilir. Bunu hergün görüyorum ve tecrübe ediyorum. Peki iştahsız çocuğa ne yapmalı, nasıl yaklaşmalı? Aslında buradaki öncelikli soru şu olmalı Çocuk gerçekten iştahsız mı yoksa zor yemesinin, az yemesinin ve seçici olmasının altında yatan başka davranışsal sebepler var mı? Eğer doktorunuz gerekli kontrolleri yaptıysa ve çocuğunuzun gelişiminin, sağlığının normal olduğunu söylüyorsa, duygusal ve duyusal bir sıkıntısı da yoksa cevap büyük ihtimalle iştahsızlık değil, davranışsal sebepler. Yani çoğu çocuk aslında gereksiz yere “iştahsız” etiketi alıyor, haksız yere üzerine yapışıyor. Biz ebeveynler esas sorunun “iştahsızlık” olduğunu düşünmeye devam ettiğimiz sürece uyguladığımız çözümler de yüzeysel, etkisiz ve hatta tam tersi çoğu zaman yemek sorunlarını arttıran uygulamalar oluyor. Bunda gerek internetten ve sosyal medyadan, gerek de çevremizden bize iyi niyetle de olsa aktarılan bilinçsiz, eksik veya yanlış bilgilerin de etkisi var. Doktora danışmadan gereksiz yere kullanılan sözde iştah açıcı şuruplar yemeklerin içine saklanan gıdalar tabak süslemeler binbir uğraşla belki sever umuduyla hazırlanan çocuğa özel yemekler blender yemekleri oyunlar, ödüller, rüşvetler, tehditler, cezalar ve de elbette telefondan, tabletten, televizyondan izletilenler. Veya biraz daha bilinçli yaklaşmaya çalışanlardan gelen “bırak acıkında yer” tavsiyesi. Bu tavsiyenin de her mizaçtaki çocuk için geçerli olmadığını, çözümün her zaman bu kadar basit olmadığını, her gün birkaç öğün çocuğunu beslemek için uğraşan ama ne kadar aç olursa olsun çocuğu bir türlü yemeyen anneler çok iyi bilir. Hatta tam tersi çocuğun çok uzun süreler aç kalması, durumu genelde daha da zorlaştırır, stres iyice artar, anne iyice endişelenir, çaresiz hisseder, haklı olarak pes eder ve yine çocuğa yiyeceğini bildiği bir yemek verir ve bu kısır döngü aynen devam eder. Çocuğun iştahını ve seçiciliğini tetikleyen davranışsal sebepler, çocuk gelişimi prensiplerine uygun sağlıklı bilgilerle kökünden çözülmediği sürece yemek sorunları ve yemek saatlerindeki stres kartopu gibi büyümeye devam eder durur. Peki o zaman yemek sorunlarına kökünden çözüm nedir? Yani çocukların çok daha iştahlı, farklı tatlara açık, isteyerek ve severek yemek yiyebilmelerinin yolu nedir? Cevap Çocuğumuza, Türkiye’de ve dünyada sayısız doktorun, beslenme uzmanının, psikoloğun ve çocuk gelişimi uzmanının önerdiği 5 Temel Sağlıklı Beslenme Alışkanlığını kazandırmak. Fakat aman dikkat! Burada bahsedilen “sağlıklı beslenme” biz ebeveynlerin geleneksel olarak algıladığı sağlıklı beslenmeden çok farklı. Zaten bütün sorun da burada başlıyor. Sağlıklı beslenme tanımımız eksik ve yanlış. Sağlıklı beslenme denince aklımıza öncelikli olarak, çocuğumuzun yemesinin faydalı olduğu özellikle ıspanak, brokoli gibi yeşil sebzeler, diğer faydalı sebzeler, meyveler, et, balık, baklagiller, yumurta, süt ürünleri ve çok faydalı hatta sözde mucizevi diye tanımlanan besin içeriği yüksek çeşitli gıdaları yemeleri geliyor. Yani bizlerin aklında çocuğun sağlıklı beslenmesi, sadece neler yediği ile ilişkili. Lütfen beni yanlış anlamayın, elbette bunlar da önemli ve sağlıklı beslenmenin bir parçası ama sağlıklı beslenme bunların ötesinde çok daha geniş bir konu, yani sadece çocuğun ne yediğinden ibaret değil, nasıl yediği de önemli hatta belki ne yediğinden daha önemli. Burada da biraz önce bahsettiğim 5 Sağlıklı Beslenme Alışkanlığı devreye giriyor. Nedir bunlar? Keyifli Beslenme Alışkanlığı Uyumlu Beslenme Alışkanlığı Dengeli Beslenme Alışkanlığı Çeşitli Beslenme Alışkanlığı Dozunda Beslenme Alışkanlığı Bu alışkanlıkları çocuğunuza nasıl kazandırabilirsiniz bundan birazdan bahsedeceğim ama ebeveynler olarak şunu bilmemiz çok önemli Bu 5 temel sağlıklı beslenme alışkanlığı hem çocukluk ve ergenlik dönemindeki fiziksel, zihinsel, duygusal ve sosyal gelişimlerini hem de yetişkinlik hayatlarındaki beslenme şekillerini, kilolarını ve sağlıklarını etkiliyor. Kendi hayatınıza veya çevrenize bakın; yetişkinler olarak, toplum olarak sürekli bir kilo vermeye çalışma, diyet yapma, mide küçültme ameliyatları, obezite ve pek çok sağlık sorunu ile uğraşma vaziyetindeyiz. İstisnalar elbette olabilir ama bunun temel sebeplerinden biri çocukluk döneminde bu alışkanlıkların oluşmamış olması veya eksik kalması. İşte bu yüzden ebeveynler olarak, bu 5 alışkanlığı çocuklarımıza erken yaşlardan itibaren kazandırmaya çalışmamız gerçekten önemli. İştahsız çocuğa ne yapmalı sorusuna geri dönersek Bu 5 alışkanlığın kazandırıldığı noktada zaten “çocuğum iştahsız, az yiyor, sebze sevmiyor, çok az çeşit yiyor, yeni şeyler tatmıyor, sofrada oturmuyor, illa benim yedirmemi istiyor, film izlemeden oyun oynamadan yemiyor” gibi aileleri yıpratan yemek sorunları otomatik olarak ortadan kalkıyor. Yemek saatlerine ve sofralara keyif, neşe, huzur geliyor, gerçek sağlıklı beslenme alışkanlıklarına sahip çocuklar yetişiyor. İşte iştahsız çocuğa ne yapmalı sorusunun gerçek cevabı, gerçek çözümü bu Çocuğunuza bu 5 Temel Sağlıklı Beslenme Alışkanlığını kazandırmak. Peki cevabın bu olduğuna nasıl bu kadar güveniyorum? Yukarıda bahsettiğim sebeplerden ötürü, bu konu benim gerçekten tutkulu olduğum, hem profesyonel olarak, hem de anne olarak üzerinde uzun zamandır ciddi mesai harcadığım bir konu. Çünkü biliyorum ki iştah, seçicilik ve yemek sorunları rastgele yüzeysel bilgilerle genelde çözülemiyor, çoğu zaman daha derin ve temel çocuk gelişimi prensiplerine uyumlu spesifik bilgiler gerekiyor. Bu kritik bilgilere sahip olmayan aileler de bu sorunu bir türlü çözemeyip gereksiz stres yaşıyorlar, çocuklar da “iştahsız çocuk” damgasıyla, sağlıksız beslenme alışkanlıklarıyla büyüyorlar, kendilerini besleme konusundaki becerileri, dolayısıyla özgüvenleri olumsuz yönde etkilenebiliyor. Ben bu konudaki gerçekten işe yarayan, güvenilir bilgilere ulaşmak ve bunları teorik, akademik bilgiler olmaktan çıkartıp, pratik uygulanabilir çözümler haline getirebilmek için gerçekten çok emek ve zaman verdim. Çünkü herşeyden önce hem kendi çocuklarıma bu alışkanlıkları kazandırmak, hem de çalıştığım annelere bu konuda gerçek çözümler sunmak ve başarılı sonuçlar almalarına yardımcı olmak istedim. Paylaştığım çözümler ebeveyn koçluğu ve diğer eğitimlerimde çocuk davranışları/gelişimi bazında aldığım temellere dayanıyor detayları hakkımda sayfamda iştah ve seçicilik üzerine konunun uzmanlarından aldığım eğitimlerle paralel detayları hakkımda sayfamda ve de konuya ilişkin sayısız kaynaktan detaylı, derinlemesine ve karşılaştırmalı yaptığım araştırmaları baz alıyor. Hem kendi çocuklarımda, hem de çalıştığım ailelerde bu bilgiler uygulandığında nasıl sonuçlar alınabildiğini gördüm. Aşağıda paylaştığım bazı geribildirimler de bunlara örnek. “Bakış açım değişti, stresim azaldı dolayısıyla öğünleri sorun etmekten kurtuldum, bu da kızıma olumlu yansıdı, artık daha keyifli yemek yiyor.” Bihter, Bursa. “Yemek hazır diye seslendiğimde hemen sofraya geliniyor ve keyifli bir sohbet eşliğinde yemekler yeniliyor.” Çocukla Yemek Keyfi eğitim programıma katılan bir anne. “Yemek öncesi telaş ve gerginliğim tamamen yok oldu ve oğlumla sofraya oturmak için sabırsızlanıyorum, bunların asla olmayacağından emindim.” Çocukla Yemek Keyfi eğitim programıma katılan bir anne. İşte annelerden aldığım bunlar gibi sayısız geribildirim, bana güven veriyor, umut veriyor ve tüm ebeveynlerle paylaşmak için motive ediyor. Peki aileler bu 5 Sağlıklı Beslenme Alışkanlığını çocuklarına nasıl kazandırabilir? Bu alışkanlıklar içerik olarak tam olarak nedir, hangi davranışları kapsıyor, çocuğunuza bu alışkanlığı nasıl kazandırabilirsiniz, elbette bunlar bir yazıya sığmayacak detayda konular. “ÇOCUĞUM YİYOR” ÜCRETSİZ Eğitim Serisini bu sebeple yarattım. Bu ücretsiz eğitim serisinde Çocuğunuzun iştahını arttırıp, seçiciliğini azaltacak bu 5 alışkanlıkla ilgili bilmeniz gereken önemli detayları öğreneceksiniz. Çocuğunuzun şu an bunlardan hangilerine sahip olduğunu ve hangilerini geliştirmesi gerektiğini doğru şekilde tespit edebileceksiniz. Böylece çocuğunuza gerçek sağlıklı beslenme alışkanlıkları kazandırma yolunda çok önemli bir adım atmış olacaksınız. Sevgilerimle Ahu Tükel Pediatrik Uyku ve Ebeveyn Koçu koruma, kollama, sahip cikma, ustune titreme, korkma, endise etme, uzulme, sevinme, cildirma, zamani geldiginde herkese bir kulp takma, herseye karisma ...vb duygularin bir kiside anne olmasina muteakip ortaya cikma durumudur... butun bu duygular normal olarak cok yogun hissedilir...bir anne bu duyguyla akliniza gelemeyecek incelikleri ve sabri gosterebilir... o nedenle kutsaldir...neler yapilabilecegine dair ufak bir ornek icinbkz 11851730 anne olmadan anlaşılamayan şeymiş, hep öyle denir malum. dolayısıyla bilenlerin bilmeyenlere anlatmasının pek bir faydası yoktur. hele hele bir de anne olmayı isteyen ve düşünen birine anlatılıyorsa heyecana dönüşebileceği gibi her an anne olmaktan korkma duygusuna da dönüşebilir 52 yaşında, birkaç çocuk ve onlardan da epey bir torun sahibi bir bey'e, her yanına gittiğinde; hala kaşıkla yoğurt yediren annenin güzelliğidir. her zaman evladın anneye hissettiği duygulara kıyasla daha üstün görülen duygu. babalık duygusu için de aynı şey geçerli. anne-baba çok sever, evladın hisleri onlarla yarışamaz asla, böyle görülür. halbuki şunu anlayamıyorlar; sen defalarca anne-baba olabilirsin, aynı duyguyu çok defa yaşayabilirsin. oysa ben o hisleri bir daha asla yaşayamam, hele ki bir başkasıyla asla. ben gelmişim 30 yaşına, babam şimdi 3 yaşındaki kardeşimle birlikte yaşadıklarımızın çok benzerini yaşıyor. aynı değil tabii ama ona yakın. gıpta ve özlemle bakıyorum, çok kıskanıyorum babamı. hayır kardeşimden kıskanmıyorum. benim 25 yıl önce yaşadığım ve bir daha asla yaşayamayacağım bir şeyi o tekrar yaşayabiliyor, 25 yıl sonra bir pazar sabahı minik evladını kucağına yatırıp film izleme keyfini o tekrar yaşıyor. ama ben bir daha asla babanın kucağına sığınıp film izleme keyfini yaşayamayacağım, istesem de o hissi bir daha asla bulamayacağım. bunu çok kıskanıyorum. anne baba olmak kutsal ve değerli bir şey ama çocuk yapmak çok da zor değil yani. tekrar çocuk olmak... işte o çocuk sahibi olmak isteyip fizyolojik sorunlar nedeniyle yapamayanları tenzih ederim. bi babalık duygusu ile kıyaslanamayacak kadar yüce bi duygu olsa da, bu kıyaslamadan yola çıkılarak tanımlanabilecek bir duygudur. zira bazı şeyleri tanımlamak için gözle görülenlerden örneklemeler baba için, çocuğunun ölümü kendi ölümüdür. mezar taşına xxxx oğlu/kızı yyyy. bu ataerkillik geleneği değildir bence. bir anne için çocuğu, onun vücudundan kopmasına rağmen yaşayan bi baba için bu tür bi bağ yoktur. sadece bir adet sperm kadar katkısı vardır. öyle midir gerçekten?babam ve oğlum'dan bahsetmiyorum bile. harry potter hayranı değilim ama seriyi izlemiş biri olarak, cedric'in ölümünde babasının o sahnesi gözümün önünden silinmez. hiçbir şey değil, bi o sahne...anne sinirlenir, kızar, terlik fırlatırher zaman tam isabet, üzülür.. bazen üzüldüğü için, bazen de sinirlendiği için ağlar. gerçekten duygusaldır. zaten kadın duygusaldır bi de anne-çocuk ilişkisinde zaten annenin duygusallaşması doruk yapar ama baba öyle değildir. ya hissetmez? ya da belli bilmem, ama babamın yüzü buruştuğunda dahi gözlerim dolar. genellemenin mına koymak suretiyle, "her kadının yaşaması gereken şey"dir diyebilirim bunun hakkında...tıpkı gerçek aşk gibi, tıpkı gerçek orgazm gibi... "her insanın yemek yemesi lazımdır" der gibi...üstelik tanımlanmış bir "aile" kavramını da asla öngörmüyorum bunu söylerken...lezbiyen olan ve sperm bankasından hamile kalan arkadaşım da var, aynı cinsel yönelime sahip olup evlatlık olarak bir bebek alan da var... öyle bişey ki, başına gelince "hah buymuş" diyorsun.. tıpkı yukarıda örneklediğim diğer şeyleri yaşamadan öngöremeyeceğin bir tatmin ve tamamlanmışlık hissi...bu süreç muhtemelen doğumla başlıyor. bildiğim nadir örneklerde, sonradan müteakip aylarda başlayabiliyor. ama başlamayanını görmedim*çok da takmamak lazım, eşeyli üreme sürecinin saklı bilgisi genlerimizde olduğu, içgüdülerimiz bizi yönlendirdiği müddetçe su akar yolunu bulurbenimkine dirsek teması eden bir hikaye, bi de; çok kaptırmamak lazım. ezbere "annecilik" oynamaya, evcilik oynamaya hiç gerek süreç hepimizde gerektiği şekilde kurgulamış zaten bunu. üstüne öğretilmiş annelik bindirmeyiniz,motor hararet yapar...edit dur la, sonradan aklıma geldi. 2 arkadaşımın annesi muhtemelen ileri derece narsisistik kişilik bozukluğu sahibi kişiler. söylememe gerek yok, bunlar tam bir "kabus anne" oluyor. bu tip kişilik bozukluğu sahibeleri için geçerli değildir yukarıda yazılanlar. siz mümkünse üremeyin anacım. tşk kib öptm kadınlara verilen en güzel tatmadığı bir duyguya özlem duyar mı ya...? kesinlikle içgüdüsel! özellikle belli bir yaştan sonra gittikçe çok bunun için iyi ki de kadın olarak yaratılmışım diyorum.` bebek büyüdükçe, daha çok göz teması kurmaya başladıkça, fiziksel değişiminin aydan aya nasıl gerçekleştiği gözlendikçe nasıl bir his olduğu daha iyi anlaşılan duygu. doğumun hemen sonrası en yoğun yaşandığı dönem değildir yani. zamanla artar. anne olmadığım halde dün akşam ilk defa tam olarak algılayabildiğim duygu. saygısız, düşüncesiz, duygusuz bir insan değilim hatta anneme karşı duyduğum sevgiyi, şefkati hep gösterir yorulmasına asla dayanamam. her fırsatta en değerlim olduğunu, canımdan çok sevdiğimi ona hissettiririm. ama tabi ki her insan gibi benim de ufak tefek yanlışlarım oldu; bunların arasından bir tanesi çok büyüktü hatta hayatımı etkileyecek düzeyde diyebilirim. gerçi bu yanlışı ona yapmadım kendime yaptım ama onun bunu öğrendiğinde bana karşı yansıttığı gözlerindeki hayal kırıklığı onun canını ne kadar çok acıttığımı anlamamı sağladı. onun canı ben zarar gördüm diye acımıştı benim içim acıyor diye acımıştı. ama sonra kendi acısını içine gömmüş bana ayakta durmam için destek vermiş, geriye bakmamam, unutmam, mutlu olmam için elinden geleni yapmıştı. ve bu hep böyle oldu; küçük büyük tüm mutsuzluklarımda sırf ben üzülüyorum diye kendi de üzüldü. bu durum benim çok tuhafıma gidiyordu. onun bir sorunu olduğunda ben de üzülüyordum ama onunki gibi değildi sanki bir şeyler eksikti. sanki onun kadar üzülmüyordum ben onun kadar umursamıyordum. onun bu durumunu duygusallığına beni çok sevmesine bana çok bağlı olmasına bağlıyordum hep. ta ki dün anneannemin de annem için aynı şeyleri hissettiğini anlayana kadar. anneannem gelmiş 80 yaşına; tansiyon, şeker, dolaşım bozukluğu gibi kronik hastalıkları var; hiç hali yok kadıncağızın. dün öğlen evde annemin moralini çok bozan bir olay oldu. anneannem de o sırada bizde olduğu için olaya şahit oldu. anneannemin anneme bakışlarından aynı şekilde üzüldüğünü fark ettim ve o zaman anladım ki; bu canın yandığında onunki seninkinden daha fazla yanıyor ya işte bunun adı annelik duygusu. bazı kadınlara suçluluk duygusu ile paket halinde gelen kadar iyi bir anne olursam olayım, ne kadar mutlu bir çocuğum olursa olsun, içimin çok derininde bir yerde "yetersizlik" çanları çalıyor sürekli. karnı doydu mu, belki de az yedirdim? aç mı yattı şimdi bu çocuk? sahiden mutlu mu acaba? ara sıra onu üzüyor muyumdur? ona güven verebildim mi, bana güveniyor mudur? bu ve bunun gibi zilyonlarca soru kafamın arkaplanında sürekli, ama sürekli bıdır bıdır yiyor beynimi. yavrucağım gayet mutlu yerde oyuncaklarıyla oynarken ben de yanındaki koltuğa oturup iki satır gazete okusam, kıçıma diken batıyor sanki; "kalk çocuğunla oyun oyna, tembel kadın, ne biçim anasın sen" diye başlıyor, deliricem. hiçbişey yapamıyorum...sürekli ve sadece onunla ilgilenmek istiyorum, ilgilenmezsem içim şişiyor böyle saçmalıyorum, hiçbişeye aklımı veremiyorum. okuduğum gazeteyi bile anlamıyorum. bence hamileler için doğum kursuymuş, efendim bebek bakım dersleriymiş filan bıraksınlar. onu nasılsa annaneler babanneler kompanse ediyor. şu analıkla gelen vicdan azabına hazırlasınlar hamileleri. "neye elini atsan, çocuğumla ilgilenmek yerine bu işi yapıyorum diye yüreğin sıkışacak" desinler deselerdi en azından hazırlıklı olurdum.. ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri takip etmek için giriş yapmalısın. Soru çocuğum olmuyor uzun zamandır ilişkiye giriyorum alede ma çocuğum olmuyor birden fazla kişiylede oldum ama hiçbir gelişme yok bana yardımcı olun Bu Soruya Doktor Cevabı Gönder Bu Soruya Verilen Cevaplar ve Yorumlar çocukbir üroloğa muayene olun Cevaba Yorum Yaz sevgiyleMutlaka jinekolojik bir muayene olsanız iyi edersiniz.. Doktorunuz sizi testler konusunda da yönlendirecektirSaygılarımla Cevaba Yorum Yaz çocuk meselesisayın adem bey size tavsiyem bir spermiogram testi yaptırın birden fazla kişiyle de bence ilişkiye girmeyin mazallah cinsel yolla bulaşan bir hastalığa yakalanabilirsiniz Cevaba Yorum Yaz

çocuğum hep aynı şeyleri yiyor